BİR MUM; BAŞKA BİR MUMU YAKARSA, KENDİ IŞIĞINDA EKSİLME
OLMAZ.
Başlığa
aldığım ilginç tümceyi; torunum Onur’un arkadaşı Doğa söyledi…
İlk defa
duyduğum, atasözü sayılabilecek sözcükler çok hoşuma gitti.
“Mesleki
sır sayılacak bilgilerin dışında, toplumun işine yarayacak bilgileri gizlemek,
boş egoistliktir” demek isteniyor.
Bazı
meslekler gizlilik gerektirir. Gizlilikte ölçüyü kaçırmanın ulusal kayıplara
neden olduğu örnekler vardır.
Seramikçilik
mesleğinin Selçuklu ve Osmanlı mimarisinde önemli bir yeri vardır.
XVII. asra
kadar olan seramiklerde “kabarık ateş kırmızısı” denilen bir renk vardır. Bu
renk XVII. asırdan sonra kaybolmuştur.
Ne zamana
kadar?
40 sene
öncesine kadar.
40 sene
kadar önce formülü bulunabilmiştir.
Olayın
nedeni ise; devrin ustasının işi sürdürecek eleman yetiştiremeden, birden bire
ölmesi olmalı…
Bizim
dünyamızda icat keşiflerin kısır olması, bilgi yazımının olmamasıdır. Buna
kıskançlık ve bencilliği de eklersek, yaşadığımız olumsuzluklar oluşur.
Çocukluğumuzda
yaz aylarını bağımızın “kelik” denilen evinde geçirdiğimiz olurdu.
Yaz, kış
hanımı ile birlikte bağda yaşayan babamla yaşıt bir tanışımız vardı.
Bağında
yetiştirdiği fidanların meyvelerinin ve ağaçlarının farklı olduğunu anlatır,
öve öve bitiremezdi.
O zamanlar
herkesin bağında yetişen armutlar dışında, yeni bir tür yetiştirdiğini, adını
da MENENDİ koyduğunu anlattı. Bir tane de bana verdi.
Çok hoşuma
giden armudu bizim ağaçların birine aşılaması için çok yalvardım.
Aşıyı bizim
ağaçların sürgünlerinden birine aşıladı.
Üç sene
kadar sonra o dal armut verdi ama kendi geliştirdiği özel armuttan değildi.
Fidancılık
yapacağı veya yeni tür armudu piyasaya süreceği için benden gizlediğini
düşüneceğim de; öyle bir durum da yoktu.
Olayı
babama anlattığımda, rahmetli; “Kargaya kakan ilaç demişler. Gitmiş denizin
ortasına yapmış” demişti.
* * * *
Çok güzel
sözcüklerle yazıya başladık.
Şık olmayan
ama konuyu da vurucu bir şekilde açıklayan noktaya geldik.
* * * *
Bazı
konularda gizliliğin kazançla, marka olabilmekle, rakip yaratmamakla ilişkisi
vardır. Kabarık ateş kırmızısı olayında olduğu gibi.
Öyle
konular vardır ki; adam bilgiyi gizlemiş olmak için gizler. Kaprisi yüzünden
tarihin doğru akışını bile engeller.
Bilgiyi
topluma sunmadan öbür dünyaya götürmek “vebaldir”.
Bıraktığı
bilginin insanlar tarafından kullanılması, o insan için ne güzel olaydır.
Böyle
insanlarımızın çoğalması dileğiyle; en güzel günler sizlerin olsun.
- KELİK : Çorum’da eskiden yöresel olarak kullanılan,
bugün kullanılmayan “yazlık”, “bağ evi” anlamına gelen sözcüktür. Bunlar
genelde küçük, gösterişsiz evlerdi ama içlerinde iki katlı, gösterişli
olanları az da olsa vardı. Onlara da kelik denirdi.
0 Yorumlar