YETİŞMİŞ ELEMAN MI? ELEMAN YETİŞTİRMEK Mİ?

 

                YETİŞMİŞ ELEMAN MI? ELEMAN YETİŞTİRMEK Mİ?

 

Yeni kurulmuş, üretime geçeli 30-40 gün olmuş fabrikayı; fabrika sahibi ve işletme müdürü ile birlikte geziyorduk.

                Fabrika sahibi bir taraftan bana bilgi verirken, bir taraftan da kendi işletme müdüründen, yeni gelişmeler hakkında bilgi alıyordu.

                Geldiğimiz ünitelerden birinin başında fabrika sahibi; "Buradaki elemanın görevi önemli, ona göre yetişmiş eleman almış olmamız gerekir! Öyle mi?" dedi.

                İşletme müdürü, ben daha iyisini yapıyorum dercesine; "Oraya bölgemizden eleman koyduk. Ben onu yetiştiriyorum" deyince,

                Fabrika sahibi; "Burası okul mu? Elemanı biz niye yetiştirelim?" dedi.

                Müdür bey, eleman yetiştirme gayretine takdir beklerken, aldığı tepki ile irkildi.

                Fabrika sahibi, konuşmasını şöyle sürdürdü;

                "Yetişmiş eleman bulmak yerine, eleman yetiştirmenin olumsuzlukları vardır.

"              Elemanın yetişip başarılı olması için zaman geçer ve geçen zaman içinde verimsizlik kesindir.

"              Adamın yetişip, başarılı olacağı belli olmaz. Değiştirip başkasını yetiştirmeye uğraşmak gerekebilir.

"              İşletme müdürümüzün bu aşamada başını kaşıyacak vakti yokken, elemanın yetişmesine vakit ayırması verimsizliğe davetiyedir.

"              Her yetenekli insanın bilgisinin bir sınırı vardır. Yetişmiş olarak dışarıdan gelen eleman, bizde olmayan, taze bilgi getirebilir.

"              Bütün bunlar göz önüne alınınca eleman yetiştirmeye kalkmak en son düşünülecek seçenektir."

 

Müdür beyi bilmiyorum ama ben dersimi almıştım.

                                  *   *   *   *

                Rahmetli Vehbi Koç; 1970'li yılların ortalarında yazdığı "Hayatım" isimli kitabında belirttiğine göre, yeni girişimlerinin tamamına, o konunun en başarılı ismi ile anlaşıp girişmiştir.

                Rahmetli Hacı Ömer Sabancı; devrin Cumhurbaşkanı Celal Bayar'a Nazilli Basma Fabrikasının benzerini Adana'ya kurmaya söz verirken;

                Cumhurbaşkanının;

                "Büyük bir sorumluluğa giriyorsun. Devlet başkanı olarak benden isteğin var mı?" diye sorunca,

                "Nazilli Basma Fabrikasının müdürünü istiyorum!" diye cevap vermiştir.

                Celal Bayar, yayınladığı kitabında bu olayı anlatmış:

                "İnsan zekasının ve deneyim birikiminin önemini çok iyi kavramış olan bu köy çocuğuna hayran kaldım!" diye yazmıştır.

Yorum Gönder

0 Yorumlar